Tiroid bezi boyun orta kısmında bulunan bir endokrin bezdir. Boyunda “Adem elması” denilen sert çıkıntının hemen altında bulunur. Kelebek şeklinde bir yapısı vardır. Kanat şeklindeki sağ ve sol bölümleri nefes borusunun kenarına yerleşmiştir. Her iki kısmı “istmus” adı verilen kısım birleştirir. Bazen biraz yukarıda “piramidal lop” denilen kısımda belirginleşebilir.
Tiroid bezi vücudumuza T3 ve T4 adı verilen tiroid hormonlarını salgılar. Tiroid hormonları vücudumuz için çok önemli hormonlardır. Metabolizmamızın düzeni büyük ölçüde tiroid hormonları ile sağlanır. Kalp atım hızını, kolesterol düzeyini, vücut ağırlığını, kas gücünü, hafıza fonksiyonunu, cilt yapısını ve birçok başka fonksiyonları doğrudan etkiler. Eğer tiroid hormonları çeşitli nedenlerle yeterli düzeyde salgılanmaz ise “hipotiroidizm” denilen tiroid hormon azlığı oluşur. Bu durumda bu fonksiyonların hepsi azalır. Eğer tiroid hormonları çeşitli nedenlerle normalden çok salgılanırsa “hipertiroidizm” denilen ve “zehirli guvatr” olarak halk arasında isimlendirilen durum oluşur. Bu durumda fonksiyonların hepsi artarak vücudumuza zarar verir.
Kanda bulunan tiroid hormonlarının düzeyi beyinde bulunan organlardan salgılanan tiroid uyaran hormon “TSH” adı verilen hormonla ayarlanır. Kanda bulunan tiroid hormonları azalınca TSH salgılanır veya tam tersi olarak kanda bulunan tiroid hormonları artınca TSH salgılaması azalır.
Hipertiroidizm belirtileri nelerdir?
Tiroid bezinin çok çalışması durumunda aşağıdaki belirtilerden bir veya birden fazlası çeşitli şiddetlerde görülebilir;
- Depresyon
- Kalp hızında artış
- Sinirlilik
- Kilo kaybı
- Sıcağa karşı tahammülsüzlük
- Terleme artışı
- Ellerde titreme
- Yorgunluk
- Anksiyete (korku hali)
- Uyku bozukluğu
- Adet dönemlerinde bozulma ve kanama miktarında azalma
Tiroid nodülü nedir ?
Tiroid bezi içerisinde gelişen yumru şeklindeki yapılara “tiroid nodülü” denir. Bu nodüller bazen dışarıdan görülebilecek kadar büyüyebilirler. Daha küçük nodüller doktorlar tarafından tiroid bezinin elle incelenmesi sırasında bulunabilirler. El ile hissedilemeyen nodüller tiroir ultrasonografisi ile bulunabilir.
Tiroid nodülleri özellikle iyot eksikliği görülen Türkiye gibi ülkelerde çok sık görülür. Nodüllerin çok büyük bir kısmı hasta için bir tehlike oluşturmaz ve hastaya sıkıntı vermez. Ancak bu nodüllerin bir kısmında tiroid kanseri bulunabilir. Yaklaşık 20 nodülden 1 inde Tiroid Kanseri bulunma riski vardır.
Türkiye’de bölgelere göre değişmek üzere % 5-56 oranında guatr vardır. Guatr oluşmasında en büyük etken toprak ve suda yetersiz iyot olmasıdır. Guatr hastalığını önlemek amacıyla piyasada satılan bütün tuzlar 1999 yılı Ağustos ayından bu yana iyotlanmaktadır. Tuzların iyotlanması guatr hastalığının ortaya çıkışını engellemekte ancak bazı kişilerde aşırı iyot alınması nedeniyle zararlı yan etkilere veya hastalıklara neden olmaktadır. Tiroid bezi az çalışan hastalarda da (Hipotiroidisi olanlarda) iyotlu tuz bu hastalığın daha da şiddetlenmesine neden olmaktadır. İyotlu tuz; hipertirodi olarak tanımladığımız zehirli guatrın varlığında kullanılmamalıdır. Çünkü fazla iyot alımı, aşırı hormon sentezini tetikler. Zehirli guatr hastalarının; aldıkları vitaminlerde iyodür maddesinin olmamasına dikkat etmesi gerekir. Ayrıca nodüler (yumru) yapıdaki guatr vakalarında ve tiroit hormonu kullananlar da iyotlu tuz yerine iyotsuz tercih edilmelidir. Hashimato hastalarına da iyotlu tuz kullanmaları tavsiye edilmez. Batılı ülkelerde iyotlu tuz kullanımı ile endemik guatr kaybolmuş, agresif tiroit kanserleri azalmıştır. Buna karşılık Hashimato tiroidinde artış görülmüştür. Ancak her şeye rağmen; iyotlu tuz kullanımı koruyucu hekimlik açısından önemli ve gereklidir. Bu nedenle yemeklerimizde kullanılan tuzun iyotlu veya iyotsuz olması bazı hastalar veya kişiler için büyük önem taşımaktadır. Doktor tavsiyesine göre İyotlu, İyotsuz yada Sodyumu Azaltılmış Tuz’dan hangisinin kullanılması gerektiği belirlenmelidir.